Mersin'deki Beşiktaş

Mersin İdmanyurdu: 0 - Beşiktaş: 1
2014-2015 Süleyman Seba Sezonu - 1.Hafta
 

 
Hava zaten top oynamaya müsait değil; aşırı sıcak ve müthiş nemli. Zemin ise yürümeye bile müsait değil! Topçuları Allah korudu. Nitekim 20 dakikada Veli ve rakipten Oktay sakatlandı. İnşallah ciddi bir sakatlığı yoktur ikisinin de. Ardın tüm topçular rakipten önce zemine karşı korumaya çalıştı kendini. Futbola ihanettir böyle zeminler. Yeni yapılmış da henüz hazır değilmişmiş... Hazır değilse oynatma kardeşim kimseyi o zeminde!
 
İNŞALLAH YENİ STADIMIZIN ZEMİNİ TAM HAZIR OLMADAN ORADA MAÇ YAPMAYIZ! Galatasaray da aynı problemi yaşamıştı…

Takımın tek pasörü Oğuzhan’ın cezalı oluşu anlaşılır gibi değil. Geçen sezonun son maçında kırmızı kart gören oyuncu, bir sonraki sezonu göremeyecek kadar kısa vadeli bakışlı olamaz. Yoksa sezon sonu gitmeyi mi planlıyordu da olmadı mı? sanmam. O halde? Tamamen düşüncesizlik, tamamen amatörlük.. Bir de mesleğini söylerken “profesyonel sporcuyum” derler orada burada. Laf!..


Takım sahaya çıktı; kadroya bak! Yönetim, koca bir sezon arası ne yaptı acaba? Takım geçen senenin aynısı! Almeida gitmiş, yerine Cenk Tosun gelmiş o kadar. İyi ki de gelmiş gerçi, maçın tek golünü atıp ilk maçında 3 puanı getiren adam oldu Cenk Tosun, tebrikler. Cenk bu gol dışında 3 tane de gol kaçırdı. Karşı karşıya pozisyonlarda Demba Ba’dan başka soğuk kanlı, ne yapacağını iyi bilen, bunu yüzlerce defa tekrarlamış, deneyim sahibi, usta bir golcümüz yok.

Sağ kanadımızda sol ayaklı iki oyuncu peş peşe oynuyor; arkada İsmail, önde Gökhan Töre.
 
Gökhan Töre tam bir fiyasko. Onu bu kadar çok beğenen, bu takıma getiren, bu uğurda Holosko’yu gönderip üstüne başka bir sağ acık da transfer etmeyen yöneticilerin ve Bilic başta olmak üzere teknik heyetin aklına şaşarım. Gökhan’ın sorumsuzlukları yüzünden kaptırdığı toplarda öyle tehlikeler yaşadık ki resmen Allah acıdı bize de gol yemedik; Cenk Gönen kalesinde devleşti!..

Gökhan Töre oyun disiplininden, taktik disiplinden oldukça/olmadıkça/hatta bir profesyonelde olamayacak kadar uzak! Kendini ya babasının takımında oynuyor sanıyor ya da halı sahada gazozuna maç yaptığımızı düşünüyor.. Kanadını bomboş bırakıyor, habire forvet arkasına gidip oralarda TOP BEKLİYOR!..  Maradona ya.. Herkesi çalımlayıp goller atacak ya.. Bizim sağ kanat rakip için o kadar rahatlıyor ki iki kişiyle üst üste atak geliştiriyorlar. Asıl görevi sol bek olan, ama asıl meziyetleri sol açık oynamaya daha müsait olan, takımın orijinal sağ bekinin “yetersiz” kalması nedeniyle mecburiyetten sağ beklik yapan, sağ ayaksız, sol ayaklı İsmail Köybaşı’nın anası ağlıyor rakip atakları TEK BAŞINA önleyeceğim derken. Helal olsun İsmail’e. Aferin.

Gökhan Töre’nin kaptırdığı toplardan sonra takım arkadaşları sık sık “ne yapıyorsun” diye kendisini fırçaladıktan son çook sonra Bilic olayı fark etti ve tek yaptığı şey Gökhan’a bağıra bağıra sağ çizgide durmasını sağlamak oldu… Peki gol pasını nasıl verdi aynı Gökhan? Yine oyun disiplininden koptuğu bir sırada topa baka baka rakip kalenin önüne kadar gelmişti.. Mustafa sol kanattan, Motta'nın rakipten kapıp önüne yuvarladığı topla ceza sahasına çok iyi dalıp içeri gönderince birden kale sahası önü karıştı. Rakip 3 savunmacı topu geveleyip uzaklaştıramayınca Gökhan ortadan sola kadar gelip o topu çekti.. Tosun Paşa el kaldırıp top istedi, Gökhan birden topu oraya ortaladı, Tosun yükselip vurdu kafayı ve gol oldu.
 
Sevgili Bilic. Sen Gökhan Töre’yi sol kanatta oynatsana! Adam sol ayaklı ve daha da önemlisi sağ ayağı hiç yok!.. Solda Olcay dö-kü-lü-yok. İkinci yarı yerine giren Kerim öyle slalomlar yaptı ki.. Hatta Cenk’in kaçırdığı 3 gole ilave olarak İsmail’den sonra 1 gol de Kerim kaçırdı. Kerim kaçırdığı da karşı karşıya pozisyondu, kalecinin suratından döndü top. Bilic’in aklı varsa Kerim’i onbire monte eder. Olcay ve Töre’yi maç içinde dönüşümlü oynatır. Bir devre biri, bir devre öteki… İkisi de birer devrede yoruluyor ve ikisinin toplamı anca 1 adam ediyor…

Mustafa Pektemek nihayet benim beğenimi de kazandı! Maçın en iyilerindendi. 4-4-2 oynayan Beşiktaş’ın orta sahasında oyun kurucu, top dağıtıcı, ayağı pas yapabilen, servis yapabilen, forvetleri gollük pozisyonlara sokabilen bir oyuncu olmadığı için orta sahaya kadar gelip ataklar başlattı. Bir türlü forvete aktarılamayan topları kendisi alıp Cenk’e aktarmaya çalıştı. Aferin Mustafa.

Cenk Tosun ilk lig maçında çok istekli ve gayretliydi. Doğru düzgün top alamadığını belirtelim.. Maçın son bölümlerinde 1 puan için kalabalık saldıran rakibin arkasında çok boşluklar buldu ve çok iyi bir kontra atak forveti olduğunu attığı toplarla, attığı deparlarla, topla iyi yerlerde buluşmalarıyla, pozisyon ve arkadaşlarını iyi takip etmesiyle herkese gösterdi. Beşiktaş’ın ilk yarısını önde kapatacağı maçların ikinci yarılarında çok canlar yakacağı belli. Aferin Cenk Tosun.

Cenk demişken, kaledeki Cenk Gönen de onca zamandan sonra gelen ilk fırsatta, ligin ilk maçında deplasmandan gelen 3 puanın mimarlarından biri olmayı başardı. Rakibin 2-3 yüzde yüzlük pozisyonunda golü önleyen isimdi. Aferin Cenk.

Atiba, Veli ve yerine giren Necip’e diyecek sözüm yok. Her zamanki gibi takımın orta sahadaki bel kemiği, dinamosu oldular. Takımı ayakta tuttular. Aferin çocuklar.

Onca zamandan sonra “ben daha ölmedim” diyen Sivok’u ve başarılı ortağı Ersan’ı da ihmal etmemek lazım. Her ikisi de çok iyi mücadele ettiler, oldukça başarılıydılar.
 
İsmail, önünde yardım eden olmadığı halde hem tek başına sağ kanadı kapatmaya çalıştı, hem de sık sık ileri çıkıp ataklara katıldı. Böylece ilk kez bir sağ bekimiz Hilbet’i solladı! Buna karşılık sol bekte oynayan Motta defansif görevini çok iyi yapmasına rağmen bir türlü fırsat bulup ileri çıkamadı.

Bir kocaman aferin de başta kulüp Başkanımız Sayın Fikret Orman olmak üzere tüm yönetim kuruluna gelsin! Şampiyonlar ligi başladı, oynayıp 'kıl payıyla' elendik.. Ligde de sezon başladı, ilk maçımızdan olgun atakla gol pozisyonu üretemeden az daha 0-0 dönecektik.. Transfer döneminin bitmesine 1 gün kalmış, HALA TRANSFER YAPACAKLIR! Gerçekten bravo! Bu kadarına helal olsun.
 
Takımın eksikleri geçen sezondan beri kabak gibi ortada iken, üstüne koskoca yaz mevsimi gelip geçmişken, transfer döneminin bitmesine saatler kala hala “pazarlıklar yapıyoruz” açıklamasını yapabilmek de yürek ister. Aferin, helal olsun, hatta bravo!...

Bumerang - Yazarkafe

Google