Olcay Bana Küsmüş!..



Merhaba Değerli Dostlar,
Takımımız mehter takımı gibi bir kazanıp bir durunca hepimiz gibi ben de çileden çıkıyorum.
Sık sık “bu takımdan bi cacık olmaz, bu oyuncu ekibinde önemli eksikler ve bana göre yokluktan oynatılan bazı adamlar var, bu yüzden gaasray bizi rahat geçer” hissine kapılıyorum.

Ben de herkes gibi ama seyrekçe twitter kullanıyorum. Bazı futbolcularımızı da takip ediyorum. Bazı futbolcu kardeşlerimizin, taraftarın görüşlerinin aracısız olarak kendilerine ulaşmasını sağlayabildikleri twitter hesaplarına bazen eleştiriler yazıyorum. Bunlar her zaman söylediğim, bilinen şeyler aslında. Mesela Oğuzhan’a “santrforla daha sık paslaş, gol atmaya çalış, uzaktan şutlar at” vs. yazıyorum.

Olcay Şahan’a da “kanat oyuncususun ama bir tane orta yapmadan maç tamamlıyorsun.. Bütün emelin her maçta oynamak ve Veli’den fazla koşmak.. Çok koşuyorsun ama hiç iş yapmıyorsun. Al gülüm ver gülüm oynuyorsun. Sağından alıp soluna vermekle hücum yapılmaz. Verkaç yap, duvar ol, ara pas at, özellikle de kanattan bindirme yapıp Almeida gibi bir santrforun kafasına top at” yazdım.. Olcay efendi yazdıklarımdan alınmış, bana küsmüş. Beni bloke etmiş twitter hesabında!..

TAVŞAN DAĞA KÜSMÜŞ, DAĞIN HABERİ OLMAMIŞ!
Sevgili Olcay! Beşiktaş sen değilsin, benim!.. Sen benim takımımda para karşılığı oynayan onlarca profesyonel sporcumuzdan birisin. Kaldı ki sana en ufak kırıcı bir söz, hakaret, aşağılayıcı ifade yazmadım. Bugüne dek sana yazdığım en ağır ifade “oh ne ala, hayat ne güzel değil mi, sen her maç oyna, çok koş, ama takım maçı kazanmış kaybetmiş önemli mi ki” eleştirim olmuştu..

Senin yapman gereken beni bloklamak değil, babanın bile yapmayacağı bu eleştirileri sana doğrudan yazan bu insanlara teşekkür etmek, BU TARAFTAN NASIL GÖRÜNDÜĞÜNÜ ÖĞRENMEK, bunu fırsata çevirmek, kendini geliştirip sahada sonuca yönelik, daha iyi mücadele etmek olmalı…

Bak sana dün BJK TV’den öğrendiğim bir şey anlatayım:Değerli Beşiktaşlı sanatçı Feridun Düzağaç, kızıyla beraber İnönü’deki son maça gitmiş. Maç sonunda insanlar sahaya inip çimleri götürmeye başladığında kızı Feridun’a “insanlar çimleri niye alıyorlar baba” diye sormuş. “Bilmiyorum kızım” yanıtını verdikten sonra, öğrenmek için çim götüren gençlerden birine sormuş, “çimi niye alıyorsun” diye. Çocuğun verdiği cevap şu: “Babamın mezarına götüreceğim”…

Anladın mı Olcay? Biz seninle neden uğraşıyoruz? Biz senin başarından ancak mutluluk duyarız, gurur duyarız.

Bumerang - Yazarkafe

Google