Yazının başlığını, nihayet lüzumsuz cezalarımızı tamamlayıp yeniden Avrupa'da bir takımı ekarte etmenin verdiği mutluluğun dışa vurumu olarak değerlendirin lütfen...
ÖZET:
Demba Ba 3 golle maçın
kahramanı olurken bir sıra önümdeki Beşiktaşlı genç şöyle diyordu yanındakine:
- Oh bee. Nihayet
Beşiktaş’a iyi bir golcü geldi.
İşte bu cümle, turun da,
maçın da özetiydi…
FEYENOOR’DU ELERKEN
İlk Feyenord maçında Beşiktaş
“takım halinde”, hakikaten de neredeyse langırt takımı gibi oynadı.
Rakibin ciddi hatalarını
değerlendirip 1-2 kazanıp döndük. Zaten Gordon Miln’in de dediği gibi futbol
hatalar oyunudur, az hata yapan kazanır. Kazanabilmek için hakikaten de az hata
yapmalısınız. Biz de ilk maçta çok bir iş yapmadık ama rakibe göre daha az hata
yaptık ve onların hatalarını değerlendirebildiğimiz için maçı kazandık.
Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki
rövanşta ise bizim takımda adeta “tur cepte” zihniyeti hakimdi. İlk maçın yıldızı/kahramanı
Atiba ikinci maçta da iyiydi ama ilk maçtaki kadar değildi tabi.
Oyuncularımızın gevşekliğinden öte, beni asıl deli eden, deplasmanda kazanmak
için ileri çıkmak zorunda olan Feyenord’u “izleyen” teknik ekipti:
Feyenord’un kanat ataklarını
tribünden ben bile ezberledim; sağ bek orta sahaya kadar getiriyor. Bu arada
sağ açık çaktırmadan ilerliyor.. Bek, getirdiği topu orta sahanın göbeğine
doğru sağ içte oynayan adama atıp, top isteyerek yalandan öne doğru koşuyor.
Bizim Olcay bekle gidiyor, bekimiz de sağ içte topu alan rakip orta alan
oyuncusunun önünü kapatmaya gidiyor. Tam o sırada demin sağ açıktan çaktırmadan
koşan adamın önüne top birden atılıyor. Olcay ve Motta anında saf dışı kalıyor.
Baskısız sağ açık kale sahasının önüne hemen sert bir orta yapıyor. Santrforlar
dirket olarak tek vuruşla kaleyi yokluyor… Rakip
bu denemeyi ilk yarı boyunca defalarca yapıyor. Tüm bunlar olurken Biliç
kenarda ellerini dizlerine koymuş, yarı eğik vaziyette olanı biteni izlemekle
yetiniyor!..
Olcay sol açıktan atak
geliştirmiyor, kovaladığı beke yalnızca refakat ediyor, adamın hiçbir topunu
çalamıyor, engellemiyor bile. Bir kere ileri çıkıyor, onda da Demba Ba’ya pas
vermek yerine uzaktan “muhteşem sol ayağınlan” yapıştırıyor. Tabi gol olmuyor
ve bu kadar müsait bir pozisyonda pas alamadığı için Demba Ba kafayı yiyor!
Maç bizim açımızdan oldukça
kısır gidiyor. Rakip bir şeyler yapmak isteyen taraf. Biz ise adeta maç 0-0
bitse de turu geçsek derdindeyiz.. Neyse, Demba Ba golü atıyor ve nihayet
tribünler rahatlıyor. Ama rakibe galibiyet lazım, daha bir bastırıyor.
Arkalar açık kalıyor, ama bizimkiler hala fırsatlar bulamıyor. Çünkü PAS YAPAN,
TOP DAĞITAN, 10 NUMARALI BİR ADAM YOK! Rakibin baskısı golü getiriyor ve skor
1-1’e gelip, hepimizde soğuk bir duş etkisi yapıyor.
Topa daha çok sahip olan ve
adam akıllı paslaşarak geliştirilen atak sayısında üstün olan Feyenord, bizim
pasifliğimizden ve 1-1’den cesaretlenerek galibiyete çok yakın olduğunu
hissediyor. Yediğimiz golden sonra nihayet uykudan uyanıp top oynamaya
başlıyoruz. Borumu, tur gitmek üzere!.. İsmail’i sağ açığa alıyor Biliç. İsmail
gerçekten de hücum kanatlarında, bektekinden daha etkili. Hızlı ve orta
yapıyor. Rakibin dengesi bozuluyor. Olcay sol açıktan içeri kat etmeye devam
ediyor. Nihayet “muhteşem sağ ayağınlan” yapıştırıyor pasını Demba Ba’nın
önüne, o da yazıyor ikinci golünü Beşiktaş formasıyla. Bu gol, maçın başından
beri bizden daha inançlı ve daha dengeli futbol oynamakta olan Feyenord’un
bütün umutlarını kırıyor. Çünkü o ana kadar 1 gol atıp maçı uzatmaya götürmek
mümkünken, o andan itibaren onlara tur için 3 gol daha gerekiyor ve kalan
sürede bu neredeyse imkansız.
Son golümüzde, rakibin hatalı
pasında topu kapan Demba Ba kalecinin üzerine birkaç adım atarken bütün
Beşiktaşlıların ve Türk futbolseverlerin gözünün önünde bir anda Almeida
canlanıyor! “Portekizli olsa kesin bunu ya dışarı atar, ya da kaleciye
nişanlardı. Dur bakalım bu nereye vuracak?” diye düşünürken, Demba Ba bütün
Beşiktaşlıların yüreğine su serpen hareketini yapıp, o güzel ve akıllı vuruşla
üçüncü golünü yapıyor.
Demba Ba 3 golle maçın
kahramanı olurken bir sıra önümdeki Beşiktaşlı genç şöyle diyordu yanındakine:
- Oh bee. Nihayet
Beşiktaş’a iyi bir golcü geldi.
İşte bu cümle, turun da,
maçın da özetiydi…
Beşiktaş, turu Demba Ba
farkıyla geçmişti. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ne girebilmek için oynayacağı
play-off maçında ve bundan sonrasında başarılı olabilmesi için, saha içerisinde
Demba Ba’ya ayak uydurabilen, ona bol bol ve düzgün paslar atabilen. Top
tekniği yüksek oyunculara ihtiyacı var. Bunlardan birincisi ve en önceliklisi
iyi bir oyun kurucu/top dağıtıcı/10 numara. Diğer ihtiyaçlar da verimli, orta
yapabilen hücum kanatlar..
Maçın tüm ayrıntılarına ve fotoğraflarına Beşiktaş kulübünün resmi internet sitesinden ulaşabilirsiniz:
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/59562/besiktas_3_feyenoord_1.html